Yaşlı Bakım Hizmeti
Yaşlanınca içine çekilmek, üzülüp ağlamak, çabuk duygulanmak ve alınganlaşmak, insanlardan uzaklaşıp az konuşur hale gelmek, uykusuz geceler geçirmek, sıkıntılı olmak, unutkan olmak yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir.
Bu durum “ depresyon hastalığı” ile ilgili olabilir. Bu hastalığın da tedavisi tıpkı yüksek tansiyon ya da zatürree gibi mümkündür. Depresyon geçici bir ruh hali değil bir hastalıktır.
Bir olay karşısında duyulan keder ya da günlük üzüntülü ruh hali depresyon hastalığı değildir. Üzüntülü ya da kederli bir insan günlük yaşantısına devam edebilir. Depresyon hastası ise normal yaşantısına dönmesini engelleyen belirtilerle boğuşmak zorunda kalır.
Ailelerin yaşlılardaki depresyonu tanımaları zor olabilir. Yaşlı kişiler de ne tür duygular yaşadıklarını anlatmaya çekinebilirler. Diğerlerini kırmaktan korktukları için konuşmaz ve akıl hastası damgası yemekten veya hastalıklarının bir karakter zayıflığı olarak görülmesinden çekindikleri için de psikiyatristte başvurmazlar.
Aile fertlerinin yaşlılarını gözlemesi, ondaki davranış ve huy değişikliklerini dikkat etmesi ve yaşlı kişiyi dinlemeye zaman ayırması gerekir. Yaşlı aile bireyinin hayata katılımı, uykusu, iştahı, ağlama sıklığı, sıkıntısının olup olmaması ipuçları verebilir.
Yaşlı kişideki duygusal zorlanma belirtileri süreklilik gösteriyorsa dinlenmekle, tatile gitmekle, konuşmak veya öğüt vermekle azalmaz. Depresyon hastalığı bu konuda eğitimli uzmanlarca tanımlanıp tedavi edilmesi gereken tıbbi bir durumdur. Tedavi edilmeyen depresyon aylar, hatta yıllar boyu sürebilir.
Tedavi edilmeyen depresyon; başka ek hastalık belirtilerinin daha da kötüleşmesine (şeker ya da yüksek tansiyon), hastanın ve ailenin yaşam kalitesinin düşmesine, aile içinde gerginliklere ve ilişki bozulmalarına, beklenenden erken ölümlere, intihar ya da başka üzücü bir olayla sonuçlanmalara yol açabilir. Doğru tanımlanıp tedavi edilen depresyon hastalarının yüzde 80’i ise iyileşip eski normal yaşantılarına devam edebilirler.
Yaşlılarda Depresyon Belirtileri
- Devamlı üzüntülü, kederli ve moralsiz olma hali (iki hafta veya daha uzun süreli)
- Hevessizlik ve aşırı isteksizlik
- Eskiden zevk aldığı işlevlerin artık zevk vermemesi
- Düşüncelerde yavaşlama ve kararsızlıkların artması
- Parasal ve sağlık sorunlarında yersiz aşırı endişeler
- Sık ağlamalar ve aşırı duygulanmalar
- Kendini ümitsiz ve çaresiz hissetmeler
- Gelecekten beklentinin kaybolması
- Kilo değişiklikleri (kilo verme ya da aşırı kilo alma)
- Yerinde durmama ve huzursuzluk
- Uyku bozukluğu (uyku azalması ya da aşırı uyku)
- Tıbbi tedavilerine uymama ve ölme isteği
- Doktorların bir neden bulamadığı çeşitli fiziksel yakınmalar ( ağrılar, uyuşmalar, gaz ve geğirti, halsizlik)
Depresyonun en önemli sonucu kişinin kendini normal sosyal aktivitelerden ve yaşamdan çekmesidir. Depresyonlu kişi “kendimi iyi hissetmiyorum” veya “ halim yok” gibi bahaneler uydurabilir. Aynı nedenlerle, dış görünüşünü önemsememeye, yıkanma, beslenme veya gerekli ilaç kullanımını ihmal etmeye başlar.
Depresyonun da tıpkı diğer hastalıklar gibi değişik tipleri ve dereceleri vardır. Herhangi bir üzüntüsü yok gibi görünen yaşlılarda uyku bozukluğu, kilo kaybı ya da sebepsiz fiziksel yakınmalar gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Bu kişide klinik depresyon hastalığı başlamış denebilir veya aynı bulgular başka bir önemli hastalığın belirtileri olabilir. Bu konuda doğru tanıyı sadece ve sadece bir doktor koyabilir. Yine de hayattaki değişiklikler depresyon hastalığını etkileyebilir.
Depresyonun gelişmesinde birçok dış faktörün katkısı da olabilir. Bir yakınının ya da eşin ölümü, emeklilik, alıştığı yerden taşınma, maddi zorluk, fiziksel yaşam şartlarının zorluğu gibi faktörler depresyonun tetikleyicisi olarak tanımlanırlar.
Ölümden sonra normal bir yas veya üzüntü gittikçe uzayan, yoğun bir üzüntüye yol açan ve tıbbi müdahale gerektiren bir duruma dönüşebilir. Bir hayat arkadaşının ya da eşin ölümü genelde ileri yaşlarda görülen bir olaydır. Böylesine bir kaybın ardından yas tutmak normaldir.
Ancak bu üzüntü uzadıkça uzar ya da şu belirtilerden birini de kapsarsa depresyona dönüşebilir;
- Yakının ölümünden doğan suçluluk duygusu,
- Kişinin kendi ölümünü düşünmesi,
- Kendini değersiz hissetmesi,
- Her zamanki düzeyinde iş görememesi,
- Uyku bozukluğu
- Kilo kaybı
Yaşlının duyu organlarının iyi çalışmaması (sağırlık ve körlük), ani veya uzun süren stresler veya fiziksel çevresindeki zorluklar depresyonun oluşumuna katkıda bulunabilir. Çok merdivenli bir binada oturan romatizmalı biri, ailesini yeterince göremeyen ve yalnız yaşayan veya alıştığı ve rahat ettiği ortamdan uzaklaşmak zorunda olan biri olabilir.
Yaşlılarda Riskli Diğer Hastalıklar
Yaşlılarda depresyonu en sık tetikleyen faktörlerden biri tıbbi hastalıklardır. Öte yandan, depresyon hastalığı da diğer hastalıkların bulgularını daha da kötüleştirir. Şu hastalıklar ileri yaş depresyonu ile sıklıkla ilişkilidir;
- Bunama (Alzheimer vb.),
- Kanser,
- Guatr bezinin az çalışması,
- Parkinson hastalığı,
- Kalp hastalıkları,
- Karaciğer ve böbrek yetmezlikleri,
- Yüksek tansiyon,
- İnme,
- Beyin tümörleri,
- Alzheimer hastalığı,
- Kronik ağrılı hastalıklar (romatizma gibi),
- Şeker hastalığı
Yaşlılarda İntihar Riski
Yaşlılarda intihar diğer yaş gruplarına oranla çok daha yaygındır. Yaşlıların intihara kalkışmaları ya da bu yöndeki yoğun düşünceleri ciddi olarak değerlendirmek gerekir.
Depresyonlu bir hastaya sorulması uygun ve önemli sorular şunlardır;
- Yaşamın onun için artık bir seçenek olmadığını mı düşünüyor?
- Kendisine zarar verme düşüncesi oldu mu?
- Bunu yapmayı planlıyor mu?
- Evde ilaç ya da silah koleksiyonu var mı?
- Sıkça yalnız kalıyor mu?
Depresyonlu kişilerin çoğu ilgi, himaye ve destek isterler, ancak korkarlar ve yardıma karşı koyabilirler. İntihara yatkın bir yaşlı kişinin yakınları ve arkadaşları anlayışlıdan çok daha öte olmalıdırlar.
Evdeki ilaçları ve silahları yok etmeli, onu kendisine zarar verebilecek şekilde yalnız bırakmamalı, doktorları veya psikiyatristti ile yakın işbirliği içinde tedaviye uymasına yardımcı olmalı, gerekirse hastanede yatarak tedavisine destek olmalıdırlar.
Depresyon Tedavisi
Yaşlı hastalar depresyon tedavisinden çok yararlanırlar. İleri yaş depresyonu için son derece etkili tedavi yöntemleri vardır. Hekimlerce uygulanan, bilinen tedavi yöntemleri şunlardır;
- Psikoterapi ( Belirli aralıklarla uygulanan konuşma tedavisi),
- Antidepresan ilaçlar,
- Şok Tedavisi (Elektrokonvulsif terapi)
Psikoterapi, depresyonun tedavisinde ilaçla beraber ya da ilaçsız olarak önemli bir rol oynar. Bu tür tedavi genelde hafif ve orta depresyon vakalarında tek olarak kullanılır.
Kısa dönemli tedavinin birçok türünün etkili olduğu kanıtlanmıştır. Genellikle haftada bir yapılan 45 dakikalık görüşmeler şeklindedir. Tek tek ya da bir grup ile beraber olabilir. Depresyonlu hastanın kendisine yakın ve yaşlılar konusunda deneyimli bir tedavi uzmanı bulması önemlidir.
Antidepresan ilaçlar beyindeki maddelerin seviyesini değiştirerek etki ederler. Etki etmeleri için 2-3 hafta beklemek gerekebilir. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Antidepresan ilaçların genelde 6 ayla 1 yıl arası kullanılması gerekmektedir. Beklenen, ilacın kullanımından 4 ile 12 hafta sonrası net sonuçların görülmesidir. Bu süre sonunda gerileme yoksa hasta doktoruna danışmalıdır.
Antidepresan ilaçlar alışkanlık veya bağımlılık yapıcı değildir. Uyuşturucu değildir. Depresyon tekrarlayan bir rahatsızlık olduğundan, yeni bir depresyon atağını önlemek için genelde iyileşmeden sonraki 6 ay ilaca devam etmek gerekebilir.
Dozu atlamak veya belirtilenden fazla almak ilacın etkisini tehlikeye sokmaktadır. Benzer olarak, ilacı erken kesmek de depresyonun tekrar ortaya çıkmasıyla sonuçlanmaktadır. Hatta tedavi olduktan sonraki 4 ila 6 ay içinde ilacı kesen hastaların çoğunda depresyon nüks etmektedir.
Antidepresan ilaçları mutlaka psikiyatristlerle konuşarak, onların seçtiği şekilde almanız gerekir. İstenmeyen bir yan etki gördüğünüzde yine doktorunuza danışarak ilaçları kesiniz.
Elektrokonvulsif terapi (şok tedavisi) insanlarda gereksiz yere korku uyandıran bir tedavi yöntemidir. Gerçekte, ileri derecede depresyonun tedavisi için en emin, en hızlı ve etkili yöntemlerden biridir. Hayat kurtarıcı olabilir. EKT genelde antidepresan ilaçlara cevap vermeyen veya ilaca toleransı olmayan hayati tehlikedeki hastalar için en iyi seçimdir.
Hastanın depresyonunu tedavi için en iyi yöntemi iyi bir değerlendirmeden sonra doktoru belirleyebilir. Depresyonun tedavisi hem hasta hem de doktor açısından sabır ve sebat gerektirmektedir. Bazen, tam bir iyileşmeden önce birkaç değişik tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Depresyonlu Hasta ve Ailesi
Depresyonlu bir hastaya yardım için atılacak ilk adım, onun bir psikiyatristte, tercihen bir yaşlılık psikiyatristtine başvurmasını sağlamaktır. Depresyonun kolayca tedavi edilebilir tıbbi bir rahatsızlık olduğu, yaşlanmanın normal bir evresi sayılmadığı önemle hatırlanmalıdır. Bu yüzden, hastalığın belirtilerini anlamak ve tanımlamak son derece önemlidir.
Günlük yaşamı etkileyen belirtiler görüldüğü takdirde, her rahatsızlıkta olduğu gibi hekime danışılmalıdır. Depresyonlu yaşlının içine kapanık veya aklının karışık olması halinde gerekli bilgiyi verebilecek bir yakını ya da arkadaşıyla doktora gitmesi daha faydalı olacaktır.
Doktor önce depresyonun altında başka bir hastalığın veya kullanılan bir ilacın etkisini araştırır. Hasta ve aile ile görüşerek tanıyı koyar ve en uygun tedaviyi düzenler. Verilen tetkiklerin yapılması, ilaçların düzenli alınması ve gerekli kontrollere gidilmesi için ailenin yardımına ihtiyaç vardır.
Evde yaşlıya sabırlı ve anlayışlı davranmak, onu dinlemeye zaman ayırmak, yemek yemesine ve yeterince sıvı almasına yardımcı olmak gerekebilir. İntihar düşüncesi olan yaşlıları yalnız bırakmamak, göz önünde silah, kesici alet, kalın ip veya gereksiz ilaç bulundurmamak önemlidir.
Hastanın rahat, havadar bir odada dinlenmesi, uykularının düzenli olmasına yardım edilmesi, yemeği reddeden hastalara sık ve küçük öğünler verilmesi, doktorların diğer önerilerinin de dikkatle uygulanması gerekir.
Hastanın iyileşmesi zaman alabilir, tüm bu süreç içinde ailenin desteği, ilgi ve şefkati tedaviye çok yardımcı olacaktır.
|