Yaşlılık Ve Beslenme
Yaşlıların beslenmesi çeşitli faktörler nedeni ile çoğu zaman yetersiz ve dengesiz olabilmektedir.
Yaşlıların beslenmesini olumsuz etkileyen faktörler yaşlının tek başına yaşaması yiyecek alışverişi, yiyecek hazırlama ve pişirmeyi zorlaştıracak veya olanaksız kılacak fiziksel engeli, bu konuda yardımcı olacak kişi veya kurumların olmaması, çiğneme ve dişlerle ilgili sorunlar ve yeterli beslenmesini sağlayacak gelirinin olmamasıdır.
Bunların yanı sıra, iştahı, besin öğelerinin emilimini ve kullanımını azaltan veya besin öğesi gereksinmesini artıran hastalıklar veya kullanılan ilaçlar, depresyon veya mental sorunlar yaşlının beslenme durumunu etkiler.
Yaşlıların Besin Gereksinimleri
Enerji
Yaşlılarda fiziksel hareketlerin ve bazal metabolizma hızının azalması nedeni ile enerji harcaması ve dolayısıyla enerji gereksini de azalır. Yaşlılıkta enerji gereksinimi; erkekler için 2300 kcal/gün ve kadınlar için 1900 kc al/gün olarak belirtilmektedir. Yaşlılarda şişmanlık kadar, zayıflık da ölüm riskini artıran faktörlerdendir, bu nedenle yaşlı bir bireyin beden kitle indeksinin (BKI) 20-25 arasında olmalısı gerekir.
Yaşlıda BKI'nin 30 ve üzerine çıkmasıyla sağlık riskleri artar. Bu durumda diyet enerjisi, 800-1000 kcal/gün altına düşürülmeyecek şekilde kısıtlanmalıdır. Kilo verilmesi için, diyet, fiziksel hareketlerin artırılması ve davranış değişikliği önerilmektedir.
Proteinler
Yaşlılarda günlük protein alımı kilo başına 0,9-1,0 g olacak şekilde ayarlanarak, günlük enerjinin %1,2-15'i proteinlerden sağlanmalıdır.Enfeksiyon, kemik kırıkları, ameliyat veya yanık gibi fizyolojik stresler Söz konusu olduğunda protein alımı arttırılmalıdır. Yaşlılarda diyetin protein kalitesi yüksek olmalıdır bu nedenle, protein ihtiyacının en az % 25'i hayvansal kaynaklardan, geri kalan kısmı ise, bitkisel kaynaklardan sağlanmalıdır. Yaşlılar için en uygun hayvansal protein kaynakları süt, yoğurt, yağsız peynir, tavuk ve balıketidir.
Yağlar
Günlük enerjinin % 25-30'u yağlardan sağlanmalıdır. Kalp damar hastalığı gibi kronik hastalıkların önlenmesi ve yeterli miktarda esansiyel yağ asiti alınabilmesi için, günlük alınan yağın 1/3 'ünün doymuş, 1/3 'ünün tekli doymamış, 1/3'ünün ise çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlanması gerekir.
Karbonhidratlar
Günlük enerjinin % 56-60'ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır.
Posalı gıdalar
Posalı gıdalar, sindirim sistemi için oldukça faydalıdır. Diyet posası, çözünür ve çözünmez posadan oluşur. Çözünmez posa ağırlıklarının 5-7 katı kadar su tutarak dışkı hacmini artırıp, yumuşak olmasını sağlar ve atılımını kolaylaştırır. Çözünmez posanın kaynakları tahıllar ve bunlardan yapılan ürünler, sebze ve meyvelerin kabukları ve buğday kepeğidir.
Çözünür posalar daha az su tutarlar ve jel kitlesi oluşturarak diyetteki öğelerin emilimini yavaşlatırlar. Böylelikle, glikoz emilimini yavaşlatarak kan glikozunun hızlı yükselmesini önler. Çözünür posanın diyette arttırılması ile plazma kolesterol seviyesinde % 10-15 oranında düşme olmaktadır. Kuru baklagiller, meyve ve sebzeler ile yulaf kepeği çözünür posa kaynaklarıdır.
Su ve sıvılar
Yaşlılarda susama duyusunda azalma olması ve mesane kontrolünün tam olarak sağlanamaması nedeniyle sıvı alımının kısıtlanması gibi nedenlerle sıvı alımı yeterli olamayabilir.
Diare, ateş, enfeksiyon varlığında ve çok sıcak havalarda sıvı alımının yeterli olmaması dehidratasyona neden olabilir. Az sıvı alımı nedeniyle, konstipasyon ve böbrek taşı gelişme riski vardır. Yaşlıların günde en az 8 bardak sıvı (su, süt, ayran, çay vb) tüketmeleri gereklidir.
Vitaminler
Yaşlılıkla birlikle ortaya çıkan akut ve kronik sağlık sorunları nedeniyle, yaşlıların vitamin gereksinmeleri artabilir. Normal yaşlanma ile doku depolarında tedrici azalmalar olabilirse de yeterli ve dengeli karışık bir diyet gereksinen miktarlarda bütün vitaminleri sağlar.
Hastalık durumlarında artmış gereksinmeler bireysel olarak değerlendirilmelidir. Yaşlıların gelişigüzel vitamin preparatı kullanmaları önlenmeli, vitaminlerin fazlasının toksik olabileceği ve her zaman fazlanın en iyi olmadığı anlatılmalıdır. Vitamin takviyesinin gerekli olduğu durumlarda güvenilir düzeylerde vitamin içeren multi-vitaminlerin kullanılması uygun görülmektedir.
A Vitamini
Yaşlılarda A vitamini yetersizliği yaygın değildir. Önerilen miktar, erkekler için günde 1000 mcg RE (retinol eşdeğeri), kadınlar İçin ise günde 800 mcg RE'dir. Bu değerlerin yaşlılar için biraz yüksek olabileceği düşünülmektedir. Böbrek ve karaciğer bozukluklarında A vitamini toksisitesi oluşabilir. Ayrıca, günde 30 mg B karaten veya eşdeğeri alındığında karotenoderma görülmüştür.
Karotenlerin kanserden koruyucu özellikleri nedeniyle karoten içeren yeşil sarı ve turuncu sebze ve meyve tüketiminin artırılması önerilmekledir. A vitamini hayvansal yiyeceklerden en çok balık, karaciğer ve vücut yağı, süt ve süt yağı ve yumurta sansında bulunur. Havuç ve ıspanak en iyi bitkisel kaynaklarıdır.
D Vitamini
Yaşlılarda D vitamini eksikliği yaygındır, özellikle eve bağımlı yaşlılarda güneş ışığından yararlanma azalır. Ayrıca güneş ışığından deriyi korumak için kullanılan koruyucular da D vitamini eksikliğine yol açabilir. D vitamini eksikliği nedeni ile osteoporoz gelişebilir.
Önerilen miktar, her iki cins için 5 mcg (200 I.Ü. I/gündür). Yüksek riskli yaşlılarda D vitamini eksikliği yılda 2 kez 10.000- 1 00.000 I.Ü. D vitaminin oral verilmesi ile önlenebilir.
Kronik olarak günde 25.000- 50.000 I-Ü. üzerinde D vitamini alımı toksik olabilir. Aşırı alım barsaklardan kalsiyum emiliminin ve kemikten kalsiyum mobilizasyonunun artmasına neden olur, sonuçta oluşan hiperkalsemi iştahsızlık, güçsüzlük konstipasyon ve kalp, kan damarları, akciğer ve böbrekle yumuşak dokunun kalsifikasyonuna yol açabilir.
D vitamininin ön kaynağı insan vücudunda bulunmakta ve ultraviyole ışını sayesine D vitaminine çevrilebilmektedir. D vitamini kalsiyum ve fosforun ince barsaklardan emilmesini ve kemiklerde depo edilmesini temin ettiği için, büyüme iskelet gelişimini sağlar.
D vitamininin en iyi kaynağı balık yağıdır, balık yağı dışında doğal yiyeceklerde çok az bulunur. Bu nedenle yaşlılarda güneş ışığından faydalanmanın önemi mutlaka açıklanmalıdır.
E Vitamini
E vitamini antioksidan özelliği ile serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltır, yaşlanmayı geciktirebilir, kanser oluşumunu, katarakt gelişimini önleyebilir. Bu nedenle yaşlıların diyetinde yeterli miktarda bulunması gereken bir vitamindir. E vitamini yetersizliği yaşlılarda yaygın değildir. Erkekler için 10 mg/gün, kadınlar için 8 mg/gün önerilmektedir.
Aşırı E vitamini alımı diare ve yorgunluğa yol açabilir ve K vitamini eksikliğinden kaynaklanan koagülasyon bozukluklarını artırır. Ayrıca yaşlıda serum kolesterolünü yükseltebileceğine ilişkin veriler vardır. En çok soya yağı, ve diğer bitki, yağlarında bulunur. Bunun dışında kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.
K Vitamini
Normalde barsaklardaki bakteriler tarafından sentez edilen ve kanın pıhtılaşmasında rolü olan bu vitaminin önerilen dozu, erkekler için 80 mcg/gün kadınlar için ise 65 mcg/gündür. K vitamini hayvansal ve bitkisel yiyeceklerin çoğunda bulunur. En zengin kaynakları yonca, ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebze ve otlar, kuru baklagiller ve balıklardır.
Tiamin (B1 vitamini)
B gurubu vitaminler CRO, yağ ve protein metabolizmasında düzenleyici rol oynarlar özellikle karbonhidratların enerjiye dönüşmesinde tiaminin rolü büyüktür.Yaşlılarda alkolizm ve genel malnütrisyon durumuna bağlı olarak tiamin yetersizliği görülür. Erkekler için 1,2 mg/gün kadınlar için 1,0 mg/gün tiamin önerilmektedir. Tahıl tanelerinde ve bitkisel tohumlarda bulunur.
Riboflavin (B2 vitamini)
Protein, yağ ve aminoasit metabolizmasında rolü vardır. Yetersizliğinde dudak, burun ve göz kenarlarında yaralar, göz damarlarında genişleme, yanma, görme bozukluğu ve sinir sistemi bozuklukları meydana gelir. En zengin olarak sakatatlarda, peynir, yumurta ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur.
Erkekler için 1,4 mg/gün, kadınlar için 1,2 mg/gün yeterli olacağını savunanların yanı sıra, gençler için önerilen miktarların (erkekler için 1,7 mg/gün, kadınlar için 1,3 mg/gün) yaşlılar için de uygun olacağını savunanlar da vardır. Riboflavin toksisitesi rapor edilmemiştir.
Niasin (Nikotinik asit)
Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında yer alır. Eksikliğinde sinir ve sindirim sistemi bozuklukları ve deride yaralarla karakterize bir hastalık olan pellegra ortaya çıkar.
Erkeklerde 15mg/gün, kadınlarda ise 13 mg/gün niasin alımı önerilmektedir. Günde 200 mg'ın üzerindeki nikotinik asit dozları flushing pruritise ve diabetiklerde glikoz toleransının değişmesine, peptik ülserde ağrının artmasına, plazma ürik asit düzeyinde ve karaciğer fonksiyon testlerinde anormalliklere neden olabilir.
En iyi kaynakları maya, karaciğer, sakatatlar, kuru baklagiller ve tahıllardır. Ayrıca, ceviz, fındık, fıstık, süt, yumurta, et de bulunur.
B6 Vitamini
Metabolizmadaki görevinin dışında hemoglobin sentezinde rolü vardır. Karaciğer, sakatatlar, kuru baklagiller ve tahıllarda bulunur. Özellikle tahılların kepek kısmında yer alır. Proteinden yeterli beslenenlerde eksikliği fazla görülmez. B6 gereksinmesi yaştan etkilenmektedir.
Yaşlılardaki hücresel immun fonksiyon azaltmasının da yetersiz B6 vitamini alımı ile ilgili görülmektedir. Erkekler için 2,0 mg/gün, kadınlar için 1-6 mg/gün önerilmektedir. B6 vitamini 100 mg/gün dozu uzun süre alındığında duyusal nöropati gelişebilir.
B12 Vitamini
Özellikle aminoasit metabolizmasında ve karaciğer hastalıklarının önlenmesinde rolü vardır. B 12 vitamininin kana emilebilmesi için midede "intrensic faktör" denilen maddenin bulunması gerekir. B12 vitamini barsaktan emildikten sonra karaciğerde depo edilir ve kemik iliği ile diğer dokuların gereksinimlerine göre kana verilir.Eksikliğinde pemisyoz anemi gelişir. Daha çok hayvansal kaynaklı besinlerde; süt ve mamülleri, balık,yumurta, etler de bulunur. İlerleyen yaşla birlikle B12 vitamini emilimi azalır.
Folik Asit
Özellikle aminoasit metabolizması ve kan hücrelerinin yapımı için gereklidir. Sosyoekonomik düzeyi düşük ve alkolik yaşlılarda folik asit yetersizliği belirtileri yaygındır. Sağlıklı yaşlılarda folik asit alımı erkeklerde 200 mcg/gün, kadınlarda 180 mcg/gün yeterli görülmektedir. Alkol kullanımının boyutları ve bazı ilaçların (antikonvülsan) kullanım süresi gereksinmeyi etkileyebilir.Karaciğer, böbrek, tahıl taneleri, süt ve mamülleri, yumurta, etler ve koyu yeşil yapraklı sebzeler de bulunur.
C Vitamini
Askorbik asitin antioksidan özelliği ile yaşlanma sürecini geciktirici olabileceği düşünülmektedir. Sigara, ilaç, duygusal ve fizyolojik faktörlerle, yemek hazırlama ve pişirme yöntemi C vitamini gereksinmesini etkilerler.
Yaşlı erkek ve kadınların 60 mg/gün düzeyinde C vitamini almaları önerilmektedir. Yüksek C vitamini alımı ile yüksek HDL konsantrasyonu ve daha düşük kanser prevalansı arasında epidemiyolojik veriler elde edilmiştir. Ayrıca C vitamini LDL oksidasyonunu azaltabilir.
Plazma C vitamini konsantrasyonu 40 mmol/L'den az olanlarda yüksek senil katarakt prevalansı görülmekledir.Askorbik asidin, dokuların iyileşmesinde, folik asidin kullanılabilir olmasında, zehirlenme ve enfeksiyonlardan korunmada, kalsiyum ve demirin emiliminde rolü vardır.
C vitamini kuşburnu, kırmızıbiber, yeşilbiber, turunçgiller, diğer meyveler, domates, karnabahar, patates, çilek, böğürtlende bulunur.Romatoid artri tl i hastaların askorbik asiti normalden daha hızlı metabolite ettikleri ve bu nedenle C vitamini gereksinmelerinin arttığı düşünülmektedir.
Mineraller
Demir
Fe, kırmızı kan hücrelerinin yapısında, kaslarda, karaciğer ve omurilikte bulunur. Kan yapımında rolü vardır.En iyi Fe kaynakları; et, karaciğer, böbrek, yumurta, pekmez, kuru meyveler ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
Yaşlılarda demir yetersizliği yaygın değildir. Demir yetersizliği anemisi söz konusu olduğunda, diyetle yetersiz demir alımından çok kan kaybı düşünülmelidir. Önerilen tüketim standartlarında yaşlı erkek ve kadının gereksinmesi aynıdır (10 mg/gün).
Kalsiyum ve Fosfor
Kalsiyum ve fosfor hücre içi ve dışındaki sıvıların dengede tutulması, kasların hareketi ve sinirlerin çalışması, kalsiyum kanın pıhtılaşması, fosfor, besin öğelerinin metabolizması için gerekli olan enzimlerin yapısında bulunduğundan hücrenin çalışması için gereklidir.
Kalsiyum ve fosfor için en iyi kaynak süt ve süt ürünleridir. Yeşil yapraklı sebzeler, susam, fındık, kuru baklagiller, kuru meyveler ve tahıllarda da bulunur.
Sütte bulunan laktoz ve c vitamini Ca emilimini kolaylaştırır. Ca 'un kemiklerde depolanmasını sağlayan en önemli faktör D vitaminidir. Paratirait hormonu kandaki Ca miktarını düzenler.
Diyet kalsiyum düzeyi ile kemik yoğunluğu arasında kuvvetli pozitif ilişki vardır. Yaşlılıkta kemik yoğunluğunun korunması için yaşam boyu yeterli kalsiyum alımı önemlidir. Yaşla birlikte her iki cinste de kalsiyum emilimi azalmaktadır. Bu azalmanın başlıca sorumlusu D vitamini alımı ve aktivasyonundaki azalmadır.
Yaşlılarda fosfor eksikliğine fazla rastlanılmamaktadır.
Magnezyum
Kalsiyum ve fosforla beraber iskeletin yapısında bulunur. Kas ve vücut sıvılarında da yer alır. En çok, kuru baklagiller, tahıllar, ceviz, fındık, fıstıkta bulunur.Küçük çaplı çalışmalarda yaşlılarda magnezyum emiliminin gençlere oranla azaldığı rapor edilmiştir.
Besin Gurupları
Süt ve süt ürünleri
Süt ve yoğurt yaşlı için en uygun besinlerdendir. intolerans olmadığı takdirde yaşlının diyetinde 500 g kadar süt veya yoğurt bulunmalıdır. Az yağlı ve az tuzlu peynirler seçilmelidir. Sütlü tatlılar yaşlılar için en uygun tatlılardır.
Et - Yumurta- Kuru baklagiller
Et olarak tavuk ve balık eti, kırmızı ete tercih edilmelidir. Özellikle derisiz tavuk beyaz etinin yağ içeriği çok düşüktür. Yağ asitlerinin (EPA, DHA) sağlanması açısından balık tüketimi arttırılmalıdır. Kırmızı ete alternatif olarak yumurta tüketilebilir. Posa sağlanması açısından kuru baklagil tüketimi yararlıdır.
Sebze ve Meyveler
Özellikte yeşil yapraklı sebzeler ile sarı ve turuncu meyve ve sebzelerin tüketimi antioksidan vitaminlerden B karaten ve C vitaminin sağlanması açısından önemlidir.Günde 2-3 adet veya 200-300 gram meyve ile 2-3 porsiyon veya 300-600 gram sebze tüketilmelidir.
Tahıllar
Yaşlının beslenme alışkanlıklarına ve ekonomik durumuna uygun düzenleme yapılmalıdır.Sağlıklı yaşlılarda bu şekilde düzenlenen diyet ile sağlığın korunması ve geliştirilmesi mümkün olabilir. Hastalık durumlarında ise bu temel ilkelerde uygun değişiklikler yapılır.
Yaşlılar İçin Beslenme Önerileri
Diyet enerjisi arzu edilen ağırlık sınırlarını (BKl = 20-25) koruyacak şekilde olmalıdır.
Enerjinin % 55-60'ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Saf şeker tüketimi azaltılıp, kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
Enerjinin % 25-30'u yağlardan sağlanmalı, yağın doymuş, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitlerinden gelen miktarı eşit olmalıdır.
Enerjinin % 12-15'i proteinlerden sağlanmalıdır.
Günde en az 8 bardak sıvı alınmalıdır.
Günde 5-6 gramdan fazla tuz alınmamalıdır.
Yeterli diyet posası (25-30 g/gün) alınmalıdır.
Diyet kolesterolü 300 mg/gün veya daha az olmalıdır.
Öğün sayısı arttırılmalı günlük besinler 3 ana 2-3 ara öğüne dağıtılmalıdır.
Besinleri hazırlama ve pişirme yöntemleri besin öğesi kayıplarını önleyecek ilkelere uygun olmalıdır. Kızartma yönteminden kaçınılmalıdır.Her öğünde veya her gün dört besin grubundan besin tüketilmelidir. Böylece yeterli protein vitamin ve mineral alımı sağlanmalıdır.
Yaşlı bireyin beslenmesini etkileyebilecek; fizyolojik, psikolojik, sosyoekonomik nedenler, hastalıklar, ilaç besin etkileşimi hemşire tarafından tanılanmalıdır. Tat ve koku değişiklikleri, yutma güçlükleri gibi gastrointestinal değişiklikler, sedanter yaşam gibi fiziksel nedenler beslenmeyi etkilemektedir.
Genelde yaşlı beslenmesini olumsuz etkileyen etkenler yaşlının tek başına yaşaması, yiyecek alışverişi, yiyecek hazırlama ve pişirmeyi zorlaştıracak veya olanaksız kılacak fiziksel engeli, bu konuda yardımcı olacak kişi ve kurumların olmaması, çiğneme ve dişlerle ilgili sorunlar ve yeterli beslenmesini sağlayacak gelirinin olmamasıdır.
Bunların yanı sıra; iştahı, besin gereksinmesini arttıran ve azaltan hastalıklar veya kullanılan ilaçlar, depresyon veya mental sorunlar; yaşlının beslenme durumunu etkiler. Bu konular dikkate alınarak yaşlı bireye özgü, uygun hemşirelik girişimleri planlanarak uygulanmalı ve girişimlerin etkinliği değerlendirilmelidir.
Yaşlıların beslenmesinde kalori, mineral ve vitamin alımı yeterli ve dengeli bir şekilde mümkünse bir diyetisyen gözetiminde hazırlanmalı, öğün aralıkları düzgün olacak şekilde, öğün sayıları arttırılıp, yenen miktar azaltılarak beslenme düzenlemesi yapılmalıdır. Bu düzenlemeler içine kalsiyum ve D vitamini desteği de dahil edilmelidir.
|